“Bugünlerde şamata çok… (Herhalde övünmek sayılmaz) kulaklarım, Mülkiye’den edindiğim siyasi terbiye gereği kuru gürültüye itibar etmeyecek kadar duyarlı.

Türkiye’nin neresinde olursak olalım (ya da bu ülkeyi iyi bilen biri olarak dünyanın neresinde olursak olalım), hepimiz iyi biliyoruz ki, İzmirliler şahane insanlar…

Yahu biliyorum, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışının üzerinden 2-3 gün geçti.

"Bergama ile Dikili arasında yaşayan Türkmen aşiretinin beyinin oğlu obadan bir kızı su başında görür, beğenir. Kız da oğlana vurulur ama duyulursa babasının obada onurunun kırılacağını düşünerek orayı terk eder. Olay obada dilden dile dolaşır.

Koskoca “Enternasyonal Fuar”ımızın başlamasına sayılı günler kaldı… Hala basın toplantısı yok.

Danışma Kurulu için en yalın tanım, “bilen kişi ya da danışmanlardan oluşan, kendisine danışılan kurul” diye yapılıyor.

​​​​​​​Bazı siyasetçi kardeşlerim önceki gün yayınlanan yazımı okuyunca alınmışlar… “Lütfedip” aradılar; “hepimiz aynı değiliz ya!” dediler. Ben de “ateş olmayan yerden duman tütmez” dedim, bu defa iyice bozuldular.

Geçmiş bayramınız kutlu olsun…

İzmir’de CHP örgütü açısından belki de “tarihin en önemli sınavlarından biri” olan kongreler süreci yaklaşıyor...

    Geçtiğimiz günlerde Hamza Dağ ile sohbetimizi bu köşemde size aktarmıştım…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, önceki gün Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) temmuz ayı olağan meclis toplantısındaydı...

İzmir Medya Platformu üyeleri olarak geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile bir araya geldik...

    Riskli bir başlık bu…     Muharebe, çarpışma, harp-marp, savaş falan, bu tür sözcükleri kendi anlamları dışında, “mücadele” anlamını kastetmek için spor, siyaset gibi başka alanlarda kullanmak, bırakın sakıncalı olmalarını, bana göre ayıp bile.

"Ali Babacan'ın Partisi"nin partileşme süreci "fırtına öncesi sessizlik gibi"...

 3 Temmuz Çarşamba günkü yazımda,  43 bin kişilik Seferihisar’dan 4 milyon 300 binlik İzmir’e ve 332 bin kişilik Beylikdüzü’nden 15 milyonluk İstanbul’a “terfi eden” 2 başkan Tunç Soyer ile Ekrem İmamoğlu hakkındaki ilk izlenimleri dile getirmiştim...

Önceki günkü yazımda yerel basının içinde bulunduğu durumu uzun uzun anlatmış, Yeni Yargı Paketi'nde yer alan icra ve iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanma zorunluluğunun kaldırılmasının, "artık neredeyse selası okunmaya hazırlanılan" yerel basının sırtına saplanmak üzere olan kara saplı hain bir hançer gibi olduğunu vurgulamıştım...

Basındaki 40 yılım boyunca "ben" demekten hep kaçındım, hatta "utandım"...

Tunç Soyer’in siyasal altyapısının ne kadar sağlam ve öngörüsünün ne kadar yüksek kapasiteli olduğunu anlatarak giriş yapayım...