
Seçime sayılı günler kaldı
Yayın Tarihi 19 Mart 2019
Hakkı Ülkü Kaleminden
Bir belediye başkanı nasıl olmalı? Gerçi her yiğidin kendine
göre bir yoğurt yiyişi vardır der
atalarımız ama yine de genel seçimlere sayılı günler kaldı. Değerlendirmeler
vardır ve olması da gerekir. Örneğin; her yeni seçilen başkan ilk 6 ayda
stratejik plan yapma zorunluluğu vardır... Her başkan belediyesini ne kadar
borçlu alırsa alsın işçi ve memurlarının ücret ve maaşlarını zamanında ödemek
zorundadır. İhale yasasındaki kurallara uymk zorundadır. Belediyeden hizmet almak
konusunda başvuran vatandaşlara eşit
davranmak zorundadır. Örnekler çoğaltılabilir.
Esas olan yönetim biçiminde adaletli davranmak, kimsenin kimliğini sorgulamadan, partili olup olmadığına bakmadan hemşehrilerine hizmet götürmeyi ilke edinmektir. Kısaca kimliklere karşı kör olmalı ama sağır olmamalıdır.. Belediye vatandaşlar için güvenceli bir sığınak olarak görülmelidir...
Belediyelerin yürüttüğü klasik hizmetler bütçeleriyle gerçekleşir ama refaha yönelik hizmetler bütçelerle değil başkan ve ekibinin vizyonu ile gerçekleşir. O nedenle başkanın vizyonu bütçeden büyük olmalıdır.
Görüyor ve yaşıyoruz ki serbest piyasa ekonomisi ve özelleştirmeler iktidarları yatırımlardan uzaklaştırdı. Hatta halkı kuru soğana muhtaç hale getirdi. O halde bu boşluğu belediyeler dolduracak. İş ve aş sorununu mümkün olduğunca belediyeler çözecek. Madem ki başkanın vizyonu bütçeden büyük olmalı demiştik o halde çözüm de ona aittir... Kaldı ki sanayinin görece olarak daha ileri boyutta olduğu bölgelerde bu konu biraz daha kolaydır... Mesela kendi vizyonu bölgenin bütün ekonomik sosyal ve kültürel kaynaklarını yöneterek yatırıma dönüştürmenin önünü açmak, işsizliği en aza indirebilir... Vatandaşın mutluluğu refaha dönüştüğünde inanın iktidar bile değişir. Kirletici vasfı olmayan sanayilerin cazibe merkezi haline getirilmsi o yerleşim birimini yaşanabilir kılar.
Dönemimde Sivaslı olup Almanya'nın Hattingen kentinde yaşayan bir grup arkadaşın girişimiyle Aliağa- Hattingen kardeş kent olduk. Orada da demir çelik üretimi yoğundu, Aliağa da yoğun. Kentler arası işbirliğini geliştirirken ortaklaşa bir proje de olsun istedik. Aliağa Meslek Lisesi öğrencilerinden bir grubu Almanya'ya gönderdik. Öğrenciler giderlerken küçük plastik şişelere kendi ürettikleri kolonyaları hediye olarak götürdüler. Gezileri tamamlandı ve döndüler. Orada bulundukları süre zarfında ortaklaşa olarak Aliağa'ya 12 woltluk bir rüzgar gülü yapmayı hedeflemişler. Belediyeden yer istediler, gösterdik. Hattingen’den ilçemize gelen aynı sayıdaki öğrenciler hediye olarak kendi yaptıkları dairesel çeliklerin içine yerleştirdikleri saatler verdiler bizim öğrencilerimize. İnanın ben utandım. Neyse, rügar gülünü de hep birlikte yapıp bitirdiler ve biz de hizmete sunduk. Geceleri sık sık gider kontrol eder ve içten içe sevinirdim. Etraf aydınlanıyordu çünkü. Benden sonra görev yapan arkadaş aydınlnmayı sevmediği için olsa gerek o güzel ortak emeği kaldırıp attı.
Demem o ki kurumlar kalıcı görevliler ve görevler geçicidir. Belediye başkanları bunlara azami dikkat göstermelidir. Benden önceki belediye başkanı sahil bandına başlamasaydı belki ben başka tercih kullanır o güzelim kullanım alanını şimdiki gibi halka sunamazdım. Güzel bir yatırm olan Avcı Ramadan'ın bulunduğu alandaki mum fabrikasını ben kaldırmasaydım belki şu anki yatırım orada olmazdı. Bunlar çok dikkat edilmesi gereken işlerdir belediyecilikte. Rahmetli İlhan Selçuk’un çok sevdiğim bir sözü vardır, “Herkes kendi heykelini yapar” derdi.
Mustafa Müslümoğlu
Işıl BEKTAŞ
Ceyda Övez
Birol Keskin
Murat Haluk Öncel