Bir haftalık süreçte adada olup bitenleri detaylarıyla sizlere aktarmadan önce mini bir özet yapmak istiyorum.
Bir haftalık süreçte adada olup bitenleri detaylarıyla sizlere aktarmadan önce mini bir özet yapmak istiyorum. Gelişmelere ve yapılan yorumları değerlendirdiğimizde şöyle bir tablo çıkıyor karşımıza; Öncelikle, doğal kaynaklar konusunda çeşitli ülkelerin arabuluculuk hamlelerine tanık oluyoruz. Bölgede önemli maddi değerlere sahip kaynakların paylaşımı konusu pek çok ülkenin radarına girmiş durumda.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, konuyla ilgili olarak basına yaptığı açıklamasında, Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerin doğal kaynaklar konusunda Kıbrıs’ta arabuluculuk girişiminde bulunduğunu söyledi. Kudret Özersay, “Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafının Doğu Akdeniz’de doğal kaynaklar konusunda yapabileceği iş birliği” ile ilgili soruya, “Bugün AB üyesi ve önde gelen ülkeler, geçen 6 aylık sürede doğal kaynaklar konusunda taraflar arasında arabuluculuk görevi üstlenmek için girişim yapmaktadır. Üstelik tek bir aktör değil” yanıtını verdi. Bölgedeki doğal kaynakların büyük maddi değere sahip olmasının ve çok uluslu şirketlerin işin içinde bulunmasının taraflar arasında bu konuda iş birliği yapılamayacağı anlamına gelmediğini belirten Özersay, bugüne kadar Türk tarafının doğal kaynaklar konusunda “iş birliği yapılabilir” görüşünü ortaya koyduğunu, bunun uluslararası metinlere de girmeye başladığını ifade etti. Özersay, “Bu konjonktürde, doğalgazda iş birliği yapılması uluslararası aktörlerin de işine geliyorsa, uluslararası şirketler buraya yaptıkları yatırımları riske etmek istemiyorsa, bu iş birliğini teşvik etmeye hazır olabilirler” dedi.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini "korsanlık" olarak değerlendiren Güney Kıbrıs Rum Yönetimine (GKRY) tepki göstererek, "Ada'da korsan bir devlet varsa, o da Rum liderliğidir." açıklamasında bulundu. Bakan Taçoy, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, GKRY tarafından önceki gün yapılan "Türkiye, Doğu Akdeniz'de korsan devlete dönüşüyor" açıklamasına tepki gösterdi. Rum yönetiminin haddini bilmesi gerektiğini vurgulayan Taçoy, "Ada'da korsan bir devlet varsa, o da Rum liderliğidir. Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye ile yoluna devam edecektir. Haklarımızın gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dünya Ekonomik Forumu dolayısıyla bulunduğu İsviçre'nin Davos kentinde NTV televizyonunda gündemi değerlendirirken, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına da değindi. Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de iki alanda sondaj çalışmalarına devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, bunlardan ilkinin, Türkiye'nin kıta sahanlığı içindeki parseller olduğuna dikkat çekerek, "Bunlar Rum kesiminin ruhsat verdiği ya da parsellediği yerlerle de çakışıyor, 7. parsel dahil" dedi. Çavuşoğlu, kendi kıta sahanlığı içindeki yerleri Türkiye'nin tartışmaya bile açmadığını söyleyerek, "Diğer taraftan, Rum Kesimi dahil, hiç kimse Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon zenginliklerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkının olduğunu inkar edemiyor. Bu bir gerçek." diye konuştu. Türk tarafının arzusunun, bir anlaşmayla Kıbrıs Türk halkının ve KKTC'nin de haklarının garanti altına alınması, ondan sonra sondaj faaliyetlerinin devam ettirilmesi olduğunu ancak Rum kesiminin AB'nin şımartmasıyla buna yanaşmadığını ve tek taraflı sondaj faaliyetlerini sürdürdüğünü dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Biz de ikinci gemimizi KKTC'nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na ruhsat verdiği alanlarda sondaj yapmak üzere gönderdik. Şimdi Karpaz'ın güneyinde yaptığı sondaj çalışmalarını tamamlayarak 8. parsele doğru gitti ki buralar KKTC'nin ruhsat verdiği alanlar. Burada esasen yapılması gereken şey, ortak bir anlaşma ve mutabakat. O zaman herkes kazanacak. Türkiye ile iş birliğinden Rum kesimi de karlı çıkacak. Buradaki hidrokarbon zenginliklerin uluslararası piyasalara gideceği tek rota Türkiye'dir. Onun dışındaki hiçbir proje ya da anlaşma, EastMed dedikleri proje sadece siyasi bir hamledir ve bunun gerçekleşmesi de mümkün değil."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, kendi kıta sahanlığında İtalya ve diğer ülkelerle ortak çalışmalarının da olabileceğini belirterek, "Biz, Rum kesimi hariç tüm taraflarla bu bölgede iş birliğine hazırız ama KKTC halkının ve Türkiye'nin haklarını da kimseye yedirmeyiz. Sahada ve masada gerekeni yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.