Ada’da geçen Perşembe’den bugüne dek ikili görüşmelere yönelik olumlu hiçbir gelişme yaşanmadı.¶ Yani, çözüm arayışlarına verilen ara hala devam ediyor. Güney Kıbrıs’ta gündemin en önemli maddesi kriz ve krizden çıkış arayışları. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un açıklamaları büyük anlam ifade ediyor. Bir haftalık süreci şöyle değerlendirebiliriz;
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kathimerini gazetesine verdiği özel mülakatta, yeni çabanın, sıfır zeminden başlamasının mümkün olmadığını dile getirirken, Kıbrıs sorununda bir çözüme, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis ile daha kolay varabileceğini söyledi. Eroğlu, sözlerinin devamında, bu tahminin gelecekte yalan çıkmayacağına ilişkin inancını da dile getirdi. Anastasiadis’in, geçmişte, Annan Planı’nı kabul ettiğini anımsatan Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in kendilerine, son müzakerelerin sonuçlarının görmezlikten gelinmemesi gerektiğini vurguladığını da ifade etti. Eroğlu, Anastasiadis’in, kendisine, Kıbrıs Rum tarafının ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğunu ve görevinin ilk başında çabalarını bu konuya yoğunlaştırmaya mecbur olduğunu söylediğini ifade etti. Eroğlu, kendi görüşünün, gelecek iki veya üç ay içerisinde müzakerelerin yeniden başlaması gerektiği, bunun aksi durumunda, zaman ilerledikçe iki halkın çözüm perspektifinden uzaklaşacağını dile getirerek, müzakerelerin en geç Mayıs ayında başlaması gerektiğini ifade etti.
Kıbrıs Rum basının, müzakerelerin başlamasına ilişkin tarihi Eylül olarak verdiğini ifade eden Eroğlu, bu görüşe katılmadığını, üstelik Downer’in Nisan ayında Ankara ve Atina’da temaslarda bulunacağını söyledi. Eroğlu, bugün, garantörlük sisteminin muhafaza edilmesinden yana olduklarını, Kıbrıs Türk tarafının, kırmızı çizgilere sahip olduğunu, bunlardan bir tanesinin de Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü olduğunu vurguladı. Eroğlu, Maraş konusunun, bütünlüklü bir çözümün parçası olması gerektiğini yineledi ve Kıbrıs sorununun küçük tavizlerle çözülmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Bir soru üzerine Eroğlu, Hristofyas’ın, kendilerini, adanın Kuzey bölümünde araştırma yapmaya mecbur ettiğini, kendisinin, Hristofyas’ı, araştırmalar başlamadan önce müzakere masasında uyardığını ancak Hristofyas’ın, yaptığı uyarıyı göz önünde bulundurmadığını söyledi. Eroğlu, sözlerinin devamında, o zaman kendilerinin Türkiye ile kıta sahanlığı belirleme anlaşması imzaladıklarını ve Türk Hükümeti ile ortak araştırmalara başladıklarını anımsattı. Eroğlu, kısa bir süre önce Kıbrıs doğalgazının Türkiye üzerinden taşınmasını da önerdiğini, ancak Kıbrıs Rum tarafının bu öneriye de olumlu yaklaşmadığını ifade etti. Eroğlu, Anastasiadis ve kendi liderliğinin görevinin, bu yıl sonuna kadar olumlu bir sonuçla, müzakereleri tamamlamak olması gerektiğine de dikkati çekti.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tek çıkar yolunun, elde edecekleri gazı Türkiye üzerinden piyasalara sürmesi olduğunu belirterek, Güney ve Kuzey arasındaki ticari sınırların da kaldırılmasını istediklerini söyledi.
Atun, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Kıbrıs Adası'nın etrafındaki tüm doğal kaynaklarda Kıbrıs Türkü'nün en az Güney Kıbrıs halkı kadar hakkı olduğunu söyledi. Güney Kıbrıs'ın içinde bulunduğu ekonomik krizin, Avro Bölgesi'ndeki daralmayla birlikte iyice çıkmaza girdiğini ifade eden Atun, Rumların sorunu ancak Kıbrıs Türkleri ve Türkiye ile işbirliği yaparak aşabileceğini kaydetti. Atun, Güney Kıbrıs ve KKTC arasındaki ticari sınırların kalkmasından yana olduklarını ifade ederek, bu şekilde Güney Kesimi, Kuzey Kıbrıs ve Türkiye'nin içinde bulanabileceği, yıllık 3 milyar avro ticaret potansiyeli olan bir ekonomik alanın geliştirilebileceğini vurguladı. Güney Kıbrıs'ın elde edilebilecek doğalgazı ticari yönden değerlendirmesinin son derece güç olduğunu ifade eden Bakan Atun, şunları söyledi: "Çünkü ellerindeki gazı önce sıvılaştırmaları daha sonra da başka bir tesiste dönüştürmesi ve kullanabilir hale getirmesi gerekiyor. Şu anda ki mevcut pozisyonda bunu yapmaları hemen hemen imkansız. Elde edilen gaz bu tür yatırımları mümkün kılabilecek büyüklükte değil. Kendileri için tek çıkar yol, Türkiye ile boru hattı ile bağlanarak, elde edilecek muhtemel gazı Türkiye üzerinden piyasaya vermeleri olacaktır. Güney Kıbrıs'ın bugüne kadar yürüttüğü olumsuz ve düşmanca tavırları onlara ekonomik alanda son derece önemli bir noktayı kapalı bırakmıştır."
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.