
Kentleşme nedir ve nedenleri
Yayın Tarihi 12 Mart 2019
Hakkı Ülkü Kaleminden
Bu yazıyı okuduğunuzda seçime 20 gün kalmış olacak. Sanayileşme ve ekonomik gelişmeye paralel olarak kent sayısının artması ve o kentlerin büyümesi sonucunda, örgütlenme, işbölümü ve uzmanlaşmanın artması, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklerin ortaya çıkması sürecine “kentleşme” deriz.
Kentlere yığılmalar belli bir süreçten sonra kaçınılmazdır.
Ama bu yığılmalar sonucunda eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, çevrede çeşitli
sorunlar yaratır. Bu arada köylerde görülmeyen hırsızlık, adam öldürme gibi
suçlara çok sık rastlanmaya başlanır. Aliağa gibi başıbozuk bir sanayileşme,
hava kirliliği sorununu gündeme getirir. Bunun sonucunda da kanser, deri
hastalıkları ve körlük gibi durumların ortaya çıkmasına neden olur. Gürültü
kirliliği, insanları gerginleştirir. Yığılma olduğu için de işsizlik baş
gösterir. Tabi eğitim hizmetleri aksamaya başlar. Çünkü kalabalıklaşan nüfus,
okul ve sınıfların gerekli eğitim ve öğretimi vermekte yetersiz kalırlar. İkili,
üçlü öğretim gibi saçma sapan denemelere başvurulur. Toplu taşıma da yetersiz
kalınca insanlar, Aliağa örneğinde olduğu gibi özel taşıtlarını kullanırlar. Bu
da trafik sorunu, otopark sorunu ve hava kirliliği gibi çeşitli sorunları
beraberinde getirir.
Kentleşme aynı zamanda su kirliliğine neden olur. Bugün
evlerde içme suyu olarak kullandığımız suların %80'ni paralıdır. Kentleşmenin
beraberinde getirdiği sorunlardan belki de en önemlisi ağaçların, yeşil
alanların ve ormanların yok edilmesidir. Tabi göç olgusu plansız ve kaçak konut
yapımına sebep olur. Size bir örnek vereyim; 1989 yılında henüz seçimler
olmadan, belediye personeline nezaket ziyareti yaptığımda, binanın üst
katlarında, pencereden dışarıya bakınca, ormanların içerisine, hızla gecekondu
yapıldığını görmüştüm. Dönemin iktidarı “Tapu Tahsis Belgesi” adı altında,
seçime giderken insanları kandırma amacıyla, böylesi bir yasa çıkartmış.
Anadolu’nun değişik yerlerine Aliağa'ya göç eden insanların çoğu bunu fırsat
bilip, dilediği yerlere gecekondularını kondurmuşlardı. İşimiz zordu. Seçim
bitip belediye başkanı olunca, yapacağım ilk işlerden birisi olarak, orman
alanlarında haksız yere konut yapanlara süre verilerek, o dönemin Belediye
Başkanının parselasyon planlarını dahi yapıp, gecekondu önleme bölgesi olarak
ayırdığı alana taşımayı hedeflemiştim. Bir vatandaş su deposunun bitişiğine
yaptığı için, memurları görevlendirip, acele olarak yeni parsellerin herhangi
birine yerleştirilmesini önerdim. Memurlar, kamyonlara briket, tuğla, çimento
koyup, ilgili kişiyi de yanlarına alıp, GÖP'e götürdüler. Ancak vatandaş,
gösterilen yeri, denizi görmüyor diye beğenmemişti. Bu trajikomik durum hiç
aklımdan çıkmaz.
Aliağa gibi göç alan sanayi kentlerinde, böyle enteresan
şeyler kaçınılmazdır.
Mustafa Müslümoğlu
Işıl BEKTAŞ
Ceyda Övez
Birol Keskin
Murat Haluk Öncel