Bu haftanın en önemli olayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye yaptığı ziyaret. Pek çok ülkenin yakından takip ettiği bu gelişme farklı yorumlara neden oldu. Türkiye ile KKTC Cumhurbaşkanları, birlikte basın aracılığıyla tüm dünyaya önemli mesajlar verdiler. Gelişmeleri aynen aktarıyorum;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, göreve başlamasının ardından ilk resmi ziyaretini, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun davetlisi olarak KKTC’ye yaptı. Ercan Havalimanı’nda, Cumhurbaşkanı Eroğlu tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Havaalanı’nın ardından sırasıyla Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kabirlerini ziyaret ederek çelenk koydu ve özel defterleri imzaladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan resmi karşılama töreninin ardından Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan baş başa bir görüşme yaptılar ve öğle yemeği yediler. Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ile bakanların takdiminden sonra Eroğlu ve Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Kıbrıs sorununun geçmişinin çok çok uzun ama o günden bu güne sabırla hareket eden ve bu sabrının karşılığını da şu ana kadar göremeyen bir Kuzey Kıbrıs halkı olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlılıklarının aynen devam ettiğini, temennisinin; “sabrın sonu selamettir” sözünün gerçekleşmesi olduğunu vurguladı. Halen devam etmekte olan müzakere sürecinin bir an evvel eş zamanlı referandumların yapılması aşamasına getirilmesi” olduğunu ifade eden Erdoğan, “Mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağı herkes tarafından artık idrak edilmelidir. BM sürecini zamana yayıp uluslararası camiayı oyalamaya kimsenin hakkı yoktur. Mevcut durumun ilanihaye devam etmesine izin verilmesi asla mümkün değildir, bunun da altını özellikle çiziyorum” dedi. Erdoğan, Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulmasının, adadaki her iki tarafa da önemli getiriler sağlayacağı gibi bölge açısından da huzur, istikrar ve refaha ciddi bir katkı sağlayacağını, Doğu Akdeniz’in bir barış, istikrar ve işbirliği sahasına dönüşmesi açısından da önemli bir adım olacağını vurguladı. Erdoğan, bugün karşılarında 30 yılını geride bırakmış, kendi ayakları üzerinde duran ve bölgede örnek olabilecek modern demokratik bir devlet yapısı bulunduğuna da dikkat çekerek, önümüzdeki 10 yıl içerisinde KKTC’yi Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştürmek ve kişi başına milli geliri iki katına çıkarmanın ortak hedefleri olması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümden yana olduklarını, adil olmayan projelerle önlerine gelenlerin, böyle bir projeyi kabul etmenin; “tarihlerini reddetmeleri” anlamına geleceğini belirterek, böyle bir şeyi kabul etmeyeceklerini kaydetti. Bu bakımdan garantör ülkelerin; Yunanistan ve İngiltere’nin, Türk tarafının samimi gayretlerini aynen ortaya koyması gerektiğini, bunların dışında başka garantör ülke veya garantör uluslararası kuruluş arama gayreti içerisine girenlerin de boşuna gayret göstereceğine vurgu yaptı. Erdoğan, böyle bir şeye onay vermelerinin mümkün olamayacağını belirterek, samimiyetle çözümden uzlaşmadan yana olduklarını, hedeflerinin; “halen devam etmekte olan müzakere sürecinin bir an evvel eş zamanlı referandumların yapılması aşamasına getirilmesi” olduğunu vurguladı. Erdoğan, adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının eşit statüsünü güvence altına alacak kalıcı bir anlaşmaya bir an önce varılmasının müşterek hedefleri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bu hedef ve anlayış çerçevesinde Kıbrıs’ta iki kesimlilik, siyasi eşitlik, eşit statüye haiz iki kurucu devleti içeren yeni ortaklık gibi yerleşik BM parametreleri temelinde bir çözüm ortaya çıkması için Kıbrıs Türk tarafının gösterdiği çabalara tam destek veriyoruz. Temennimiz; 2008’den beri devam eden bu son süreçte bugüne kadar sarf edilen çabaların heba edilmemesi, zamanının boşa harcanmamasıdır. Mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağı herkes tarafından artık idrak edilmelidir.” KKTC’nin 2004 referandumda “onuruna ve gururuna düşeni yaptığını, ama Güney Kıbrıs’ın orada da aynı yanlışı yaptığını, ters bir kararla tüm çalışmaları boşa çıkardığını” belirten Erdoğan, bu referandumda kimin samimi olup kimin samimi olmadığının ortaya da konduğunu, referandum sonrası Kıbrıs Türk halkına AB ile BM’den verilen sözlerin tutulmadığını, aksine Güney’in AB’ye alındığını anlattı. Erdoğan, “Biz bu samimi gayretlerin karşılık bulmasını hala ümit ediyoruz” diyerek, şöyle devam etti: Şu gayet iyi bilinmelidir; Türkiye Kıbrıslı Türklerin bir Kıbrıs Rum Devletinde azınlık haline getirilmesine asla izin vermeyecektir.”
Erdoğan, Türkiye’nin tribünde seyirci değil garantör ülke olduğunu vurgulayarak, ellerinin her zaman Kuzey Kıbrıs’ın üzerinde olduğunu ve her zaman söyleyecek sözlerinin bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ise basın toplantısında yaptığı açıklamada, Kıbrıs’ta var olan gerçekler dikkate alınarak bir antlaşma yapmanın mümkün olduğunu belirterek, “Yeter ki Rum komşularımız Kıbrıs’ı 1974 öncesine geri götürebilecekleri hayalinden vazgeçsinler” dedi. Eroğlu, barışçı tutumuna rağmen Kıbrıs Türkü’nün ambargo ve izolasyon altında tutulmasının büyük bir haksızlık olduğunu söyledi. Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’i de eleştiren Eroğlu, “BM parametrelerime meydan okudu. Görüşmelerin devamı için bir takım ön koşullar ileri sürdü. Görüşme süreci başladı ama gidişat bizim beklediğimiz gibi değil” dedi.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.