Yıllık yaklaşık 750 milyon dolar değerinde ihracat.
Türkiye’ye en fazla döviz geliri sağlayan ürünler arasında yer alan çekirdeksiz üzümden söz ediyorum...
Yıllık yaklaşık 750 milyon dolar ihracat miktarı toplam tarım ve gıda ürünleri ihracatımızın yaklaşık yüzde 5’i.
Bağcılık için dünyanın en elverişli iklim kuşağındayız.
Ve köklü bir bağcılık kültürüne de sahibiz.
Şimdilerde tam da mevsimi...
*
Bölgemizde üzüm üretimi ağırlıklı olarak Manisa, Denizli ve İzmir illerinde yapılıyor ve binlerce üretici ailesi ile birlikte çok sayıda tüccar, sanayici, ihracatçı ve diğer üretime katkısı olan kişiler üzümle geçimini sağlıyor...
Ancak dünya pazarlarında yer almanın temel koşullarından birisi de tüketicilerin talep ettikleri nitelikte ürünleri üretebiliyor olmamız.
Fakat rekabetin arttığı günümüzde, lider olabilmekten çok lider kalabilmek ön planda olmalı...
Bu nedenle bu kadar getirisi olan bir üründe hata da olmamalı...
Gelişen teknoloji ve bilinç düzeyinin artması nedeniyle taleplerde sağlık koşullarına uygun üründen yana...
Çekirdeksiz üzümde ilaç kalıntısı olduğu takdirde bu, ‘bizim ürünümüzün’ sağlık koşullarına uygun olmayan ürünler statüsünde yer almasını sağlar...
*
Merdiven altı üretimde mazota yatırılan çekirdeksiz üzümlerin denetiminin de şok sıkı yapılması gerekli...
Renklerinin koyu ve cazip hale gelmesi için sağlığımızla oynayan ve çekirdeksiz üzümü mazota yatıran dar düşünceliler yüzünden hem sağlığımızdan oluyor hem de kendini zeki zanneden kurnazların eğlencesi oluyoruz...
Velhasıl ülkemizin yıllık yaklaşık 750 milyon dolar değerindeki ihracatının denetimsiz ilaçlar yüzünden, kalıntılar yüzünden zedelenmemesi gerek...
*
Yanlış mı düşünüyorum?
Oyuncuların oyunlarının artık bozulması gerek...
Nasıl mı?
Devlet olarak denetim sıklığı ile, tüketici olarak bilinçli tüketici olmak ile...
Bilinçli tüketici merdiven altına olanak tanımayarak, almayarak daima gözü açık olarak durmalı bu düzenin karşısında...
Bu düzen geliştikçe, artıkça suistimallerde artar...
Ve bozulan düzen insanı da bozar...
Ruhumuzun ve bedenimizin temiz kalması elimizde...
Dip not;
Okullar açıldı...
Çocuklarınızın beslenme düzenini sorguluyor musunuz?
Beslenme çantalarının nasıl olması gerektiği konusunda hassas mısınız?
Beslenme biçimleri...
Fiziksel sağlıklarını...
Anne babalar acaba ne derece çocuklarını kantinlerden uzak tutabilyor?
Okul başlarını denetliyor musunuz?
Ya okul yemeklerini...
Hassas anne-babalar geleceğin gençlerini şekillendirebilir...
Fas-food’dan uzak tutabilir...
Kola ve gazlı içecekler, hazır meyve suları, cipsler, kalorisi yüksek her yiyecek onlar için tehlike...
Bu tür yiyeceklerin kantinde satışı konusunda bir takım girişimler var. Ancak anne babalar da kendince girişimde bulunmalı...
Önce ilk girişim düzenli kahvaltı, ardından beslenme çantalarına sağlıklı ve doyurucu yiyecekler koymak...
Beslenme çantasına hazır kek, börek, meyve suyu gibi besinler yerine, tam buğday, çavdar ve kepekli ekmekten sandviçler, süt, ayran, taze meyve, kuru meyve gibi daha sağlıklı yiyecekler koymalısınız...
*
Peki, okul yemekleri nasıl olmalı?
Denetleyecekseniz bilin ki; okul yemekleri et grubu, süt ve süt ürünleri, sebze –meyve grubu, yağ grubu ve tahıllardan oluşturulmalıdır.
Beslenme programında, et, pekmez, yumurta, kuru meyveler, kuruyemişler ve yeşil yapraklı sebzeler gibi demir içeren gıdalara mutlaka yer verilmelidir. Çocuğunuz için gerekli karbonhidrat, protein ve yağ içermelidir...
*
Çocuğunuzu, televizyon veya bilgisayar karşısında atıştırmalıklar tükettirmeyin...
Sevmediği yiyecekler yerine alternatifler üretin. Abur cuburdan çocuklarınızı uzak tutun... Abur cubur gereksiz kaloriler içeren, şekerli, tuzlu, aşırı yağlı cips, çikolata, kraker, gofret gibi besinlerle, asitli içecekler, hazır meyve suları gibi besinlerdir...
Bu besinler aniden yüksek enerji verirken, sağlıklı beslenmeyi engeller ve çocuğunuzu şeker hastalığına doğru yavaş yavaş iter...
Çocuğunuzun zekâ düzeyi, bağışıklık sistemi, sağlıklı vücut gelişimi ve yeterli ve dengeli beslenmesi için uyarılar bir kurtarıcıdır.
Fıkra;
Temel ceketini arıyor.
- Üstünde, diyorlar.
- Uyy uşaklar söylemeseydinuz pu soğukta ceketsuz cidecektum.
Günün sözü; “ En kötü yalnızlık, kendinle barışık olmamaktır. ” Mark Twain
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.